PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN ÇOCUKLUĞU
Allâh Teâlâ, önce babasını sonra da annesini kaybeden Habîb-i Edîbi’ni hâmîsiz bırakmadı. Mübârek Yetîm’i, dedesi Abdülmuttalib bağrına bastı. Evlâtlarından hiçbirine göstermediği şefkat ve muhabbeti O’na gösterdi. Abdülmuttalib uyurken veya odasında yalnız iken yanına hiç kimse giremezdi. Lâkin İki Cihan Güneşi, dedesinin yanından hiç ayrılmaz, odasında yalnız olduğu, hattâ uyuduğu esnâda bile yanına serbestçe girip çıkabilirdi.(İbn-i Sa’d, I, 118.)
Kâbe’nin gölgesinde bulunan ve Abdülmuttalib’e âit olan minderin üzerine, babalarına tâzîm sebebiyle oğullarından hiçbiri oturmazdı. Onlar, babalarının çevresinde ayakta dururken Fahr-i Kâinât Efendimiz gelip dedesinin minderine serbestçe otururdu. Kendisini minderden kaldırmak isteyen amcalarına Abdülmuttalib:
“−Bırakın oğlumu! Vallâhi O’nun şân ve şerefi yüce olacaktır!” der, yanına oturtup sırtını sıvazlardı. Güzeller güzeli torununun yaptığı her şey dedesinin hoşuna giderdi.(İbn-i Hişâm, I, 180.)
Abdülmuttalib, Âlemlerin Efendisi olacak küçük torunu sofraya gelmedikçe yemek yemez, “Oğlumu yanıma getiriniz!” derdi.(İbn-i Sa’d, I, 118.)
Yemeği getirildiği zaman da O’nu yanına alır, bâzen dizine oturtup yemeğin en güzel ve lezzetli kısmını O’na yedirirdi.(Belâzurî, I, 81.)
Kıtlık ve kuraklığın hüküm sürdüğü, insanların büyük bir sıkıntı içinde olduğu günlerde Mekkeliler yağmur duâsı için Ebû Kubeys dağına çıkmışlardı. Abdülmuttalib de, yedi yaşındaki Habîb-i Ekrem Efendimiz’i omuzlarına alarak dağın tepesine çıktı. Cemaat onun yanında sıralandılar. Abdülmuttalib, omuzlarında Varlık Nûru olduğu hâlde ellerini kaldırarak duâ etti. İnsanlar bulundukları yerden daha ayrılmamışlardı ki, sanki gök yarılıp suyunu cömertçe boşaltmaya başladı ve Mekke Vâdisi rahmete gark oldu. (İbn-i Sa’d, I, 90; İbn-i Esîr, Üsdü’l-Gâbe, VII, 112; Diyarbekrî, I, 239.)
Resûlullâh, sekiz yaşına geldiğinde dedesi Abdülmuttalib de vefât etti.
Bu sûretle bütün fânî ve zâhirî destekler son buldu. Bundan sonra O’nun sâhibi, koruyucusu ve terbiye edicisi, sâdece Rabbi idi. Aynı zamanda hayâtının en zayıf zamânında görülen bu fânî ve zâhirî destekler, sırf O’nun her türlü davranışta insanlığa taklîdi mümkün ve mükemmel bir örnek olması hikmetine mebnî idi.
Kod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler